21 Eylül 2010 Salı

RİBA-FAİZ

Bakara 275: Ellezıne ye'küluner riba la yekumune illa kema yekumüllezı yetehabbetuhüş şeytanü minel mess* zalike bi ennehüm kalu innemel bey'u mislür riba* ve ehalellahül bey'a ve harramer riba* fe min caehu mevızatüm mir rabbihı fenteha fe lehu ma selef* ve emruhu ilellah* ve men ade fe ülaike ashabün nar* hüm fıha halidun.
Ayette geçen kelime “faiz” değil “riba” dır. Riba ise direk faiz olarak çevrilemez.
Bakara 275: Riba yiyenler, ancak kendisini şeytan çarpmış olanın kalkışı gibi çarpılmış olmaktan başka (bir tarzda) kalkmazlar. Bu, onların: "Alım-satım da ancak Riba gibidir" demelerinden dolayıdır. Oysa Allah, alışverişi helal Riba’yı ise haram kılmıştır. Kime Rabbinden bir öğüt gelir de (Ribaya) bir son verirse, artık geçmişi kendisine, işi de Allah'a aittir. Kim (Riba’ya) geri dönerse artık onlar ateşin halkıdır orada sürekli kalacaklardır.
Riba’nın tanımı ise Al-i İmran süresinin 130. ayetinde yapılmaktadır.
Al-i İmran 130: Ya eyyühellezıne amenu la te'külür riba ad'afem müdaafetev vettekullahe lealleküm tüflihun.
Ayetin Gelenekçi meali aşağıdaki gibidir.
Al-i İmran 130: Ey iman edenler, faizi kat kat arttırılmış olarak yemeyin. Ve Allah'tan korkup-sakının umulur ki kurtulursunuz.
Ayet yanlış meallendirilmiş olup “riba ad'afem” ifadesiyle ayette aslında Riba’nın tanımı verilmiştir. Yani “riba ad'afem” ifadesiyle kat kat arttılmış/verilen malın ya da paranın katları şeklinde tekrardan alınanan/tahsil edilen şeyler anlamına gelir. Bir şeyin katı ya da katları ne demektir: Bir şeyi; iki, üç, dört vb. sayılarla çarpıp yükseltmek demektir. Dikkat! Ayette kat kat arttırılmış demektedir. Bu nedenle bir şeyi arttırma, ondalık sayılar düzeyinde değil, tam sayılar ve tam sayı (2-3-4 vb.)+bu tam sayının kesirleri (2,1-3,5-4,8 vb.) düzeyinde yapılır. Bu açıdan baktığımızda; Riba=Faiz değildir. Kelime yanlış olarak kullanılıyor. Riba TEFECİLİKTEN ibarettir ve özellikle Yahudi bankerliğine dayanır (Dünya’nın en eski bankerleri). Riba demek BİR KOYUP DÖRT ALMAK gibi bir şey! Mesela; İçinizden biri bana 1000 dolar veriyor ve iki ay sonra 2000 dolar geri istiyor. Eğer dört ay sonra ise bu 3500 dolar oluyor. İşte bu Ribadır.
Ancak mesela bir dostum bana 1000 TL verip, makul bir süre sonra enflasyon düzeyinde bir artışla onu istiyorsa bu riba olmaz. Yani enflasyon miktarı bir yıl sonra %16 artmış olsun, bu durumda 1000x%16=160 olup ödeyeceğim tutar 1160 TL olacaktır. Bu durum TL’lerimizi dolara, avroya dönüştürüp değer kazandırmaya benzer. Yani dayanak noktası enflasyon oranıdır. Bu şu demektir, eğer o parayı arkadaşım bana vermeseydi, o parayı kullanıp değerlendirecek, belki o parayla bir iş kuracaktı ve o para sayesinde kazanacaktı. Ancak ben bu parayı ondan alarak buna mani oldum. İşte bu “mani olmam nedeniyle” enflasyon karşısında değeri düşen parasının karşılığını vermem gerekmektedir. (Kredi kartları da aynı mantıkla çalışmaktadır.)
Ancak Hanif İslam mantığı açısından bu enflasyon oranı dahi hesaba katılmamalıdır. O dostun dosta kredi açması, İslam kardeşlik kurumunun birbirini kalkındırması olmalıdır. Yani ne verilmiş ise o alınmalıdır. Ayrıca Hanif İslam açısından, paranın bankaya konulması ve çalışmadan paradan para kazanılması mantığı yoktur. (Bankaya yatırılan paradan ondalık düzeyde faiz alınması Riba kapsamına girmez Dolayısıyla da Haram olmaz. Ancak bir Hanif bu şekilde kolay bir yoldan para kazanmamalıdır) [Tüm İSLAMİ BANKALAR maalesef BANKER sistemidir, resmen bankadır. Kar ortaklığı dümeniyle, YAHUDİ BANKACILIĞINI YAPIYORLAR. Eğer dürüst iseler, sizi şirketlerine ANONİM ORTAK YAPSINLAR! Yani bir bankanın anonim ortağı olabiliyorsanız, bu TİCARETTİR! Ama "Söğüşlenecek" müşterisi oluyorsanız, bunun İslam ile hiç bir ilgisi yoktur...]

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder