21 Eylül 2010 Salı

UZAYDA NAMAZ

Uzayda, namaz kılacağınız zaman kıble olarak, Dünyaya dönersiniz. Uzayda bulunduğunuz yerde eğer Dünya görünmüyorsa (mesela Güneş arkasında kaldıysa) dilediğiniz yere dönebilirsiniz (Bu özellikle uzay gemisiyle yolculuk yapacak insanlar için önemlidir. Kişi zaten Dünyadan uzaklaşmış, uçsuz bucaksız uzayda ilerlemektedir. Bu durumda nereye dönerse dönsün orası kıbledir).
Bakara 115: Doğu da Allah'ındır batı da. Nereye dönerseniz Allah'ın yüzü (zatı) oradadır. Şüphesiz Allah'(ın rahmeti ve nimeti) geniştir, O her şeyi bilendir.
Uzayda YÖN yoktur. Yönü belirten ARZ (ayak basma) eylemidir. Ayak bastığımız her yere ARZ (yer, yerçekimi) ve ayak basamadığımız çevreye de GÖKLER diyoruz. Uzayda, çekimsiz alanda ayak, hiçbir yere basmadığından asla YÖN yoktur. Siz düz dururken, öteki ters durur ve bu durum görecelidir. Ta ki, uzay istasyonunun motorları çalışınca, yani dönü eylemi başlayınca, merkezcil kuvvet çekim (gravitik) kuvvetinin yerine geçer (ikame olur). O zaman herkes DÜZ gibi olur. Ama biri amuda kalkınca o gerçekten terstir. Dolayısıyla uzayda yön yoktur ve her yer, her yön kıbledir. Üstelik Dünya’ya dönmenin, ya da Güneş ardında kalan Dünya’ya yöneleyim derken Güneşe tapmak gibi bir risk de yoktur. O İMAJ olarak Kâbe (İbrahim odağı) olarak düşünülmelidir. Mekke’nin tersindeki öteki yarı kürede duran bir uzay istasyonunda yine Dünya’ya yönelinir (Hayali bir çap ile Mekke’ye yönelmiş olursunuz, bu da Dünya’ya tapmak anlamına alınmamalıdır).
Yunus 12: İnsana bir sıkıntı dokunduğu zaman, gerek yan yatarken, gerek otururken, gerek dikilirken bize dua eder. Kendisinden sıkıntısını gideriverdik mi sanki kendisine dokunan o sıkıntı için bize hiç yalvarmamış gibi aldırmadan geçer gider. İşte o aşırı gidenlere yaptıkları şeyler böyle güzel gelir.
Astronotlar ya da bu tip çekimsiz bölgelerde bulunan insanlar, namazın kıyam-ruku-secde-kade şartlarından hangilerini yapabiliyorlarsa onları yaparak namazlarını ikame ederler. O şartlardan yapamadıklarını ise kaş-göz imasıyla zihinleri içinde yapmalıdırlar.
Gelelim namazın diğer farzı olan ZAMAN konusuna: Uzayda zaman için şu koşullar vardır. Uydu (Satelit, uydu kent, uydu üs ya da istasyon) Dünya’ya tabii ise yani dünyanın yörüngesinde ise uydudaki kişiler, uydunun İZDÜŞÜMÜ olan kentin koşullarına ya da Mekke’yi odaklamaya yönelecektirler. Dünya saat dilimleri, bir kuluminasyon ve deklinasyon (gökyüzü enlem ve boylamları, Kur’an’da ki adı Mele i Âlâ) üzerinden saat dilimleri yapılır. Buna göre; Uydu, namaz vakitlerini, tabi olduğu kente göre ayarlayacaktır. Yani Uyduda;  Uydunun tabi olduğu kent, Güneş’i gördüğünde SABAH vakti girecektir. Güneş kaybolduğunda akşam=gece vakti girecektir. İkisinin tam ORTASINDA (GÜN ORTASI=SALÂTI VUSTA) ise Öğle vakti girecektir.
Gelecekte Kolonilerde yaşayacak olanlar, (Mars, Merkür ılıman bölge, Venüs kubbe maden üsleri vb.) bulunduğu sistemde GÜNEŞİ gördükleri anda sabaha girecekler, görmedikleri anda ise AKŞAMı idrak edecekler. Bu zaman aralığının ortası ise salâtı vusta olup o zamanda, öğlen namazını idrak edeceklerdir. Asteroid, Jüpiter uydu ileri karakollarında ve KUTUPLARDA ise insanlar 21 Mart 23 Eylül yasalarına tabii olacaklardır. Bu durumda gece ve gündüz eşittir ve her biri 12 saattir. Gece ve gündüz eşit olduğundan öğlen vakti de saat 12.00’de girmiş olacaktır. Buralarda yaşayanların güneşi görmelerine gerek yoktur. Saatlerini bu şekilde ayarlayıp namazlarını kılacaklardır.
21 Mart 23 Eylül yasalarında gece ve gündüz 12 saattir. İbadet saatleri: 18.00-06.00 arası akşam (akşam namazı=gece namazı diyebiliriz) namazının, 06.00-12.00 arası sabah namazının, 12.00-18.00 arası ise öğlen namazının kılınabileceği zaman aralığıdır. Vitr kılmak isteyenler ise yatıp gecenin bir yerinde kalkmak koşuluyla 00.00-06.00 arasında iki rekâttan istedikleri kadar namaz kılabilirler. 21 Mart 23 Eylül yasalarına Ekvator yasaları da denir.
[Ekvatora gün ışığı 90 açı derecesi ile DİK gelir, aynı anda Kutupları 180 açı derecesiyle YALAYARAK geçer. 180 derecelik açı olgusundaki belirsizlik (6 ay gündüz ve gece) olduğundan yerini logaritma gereği Ekvator (Eşlek) yasalarına bırakır. Eğer ekvatorda yaşamıyorsanız, kuzey ve güney yarıküreler 21 Mart (Kuzeyde İlkbahar başlangıcı; Güneyde Sonbahar başlangıcı) ve 23 Eylül’de (Kuzeyde güz başlangıcı, Güney yarıkürede İlkbahar başlangıcı) gün-gece eşit olduğundan bu yasalar KUTUPLARA DA uygulanır. Yani Kutupları, gün ışığı yalayarak (yatay) geçtiği için, orada “salâtı vustayı” belirleyemezsiniz. Orada asla en kısa gölge yoktur. Gölgeler hep uzundur. Bu nedenle Kutuplarda yaşayanlarda EKVATOR yasalarına tabi olurlar].

1 yorum:

  1. vay be elinize ağzınıza sağlık güzel bi yazıydı merak ettiğim şeyleri giderdim sadece bakara 115 deki ayet Allahın her şeye sahipliğinden bahsediyor , bu durumla alakasını bağdaştıramadım pek niçin burda örnek verdiniz ki

    YanıtlaSil